Kılıçdaroğlu’ndan Mektup Var!
CHP Bartın İl Gençlik Kolları ile birlikte Genel Başkanımız Kemal Kılıçdaoğlu‘nun ilk kez oy kulllanacak gençler için yazdığı mektubu kapı kapı gezerek gençlere ulaştırdık.
Kılıçdaroğlu’ndan Mektup Var!
“Sevgili Genç Arkadaşım,
16 Nisan 2017 Pazar günü yapılacak halk oylamasında, Anayasa değişikliği ile ilgili tercihinizi sandığa giderek göstereceksiniz. Şimdiden yurttaşı olmaktan gurur duyduğumuz Cumhuriyetimizin geleceği için yapacağınız tercih nedeniyle sizleri kutluyor, ailenize ve sevdiklerinize saygılarımı yolluyorum.
Sevgili Genç Arkadaşım,
16 Nisan halk oylamasının, Milletvekili ve Mahalli İdareler genel seçimlerinden ve Cumhurbaşkanlığı seçimlerinden farklı bir anlamı var. Bu nedenle Anayasa değişikliğiyle ilgili düşüncelerimi sizlerle paylaşmak istiyorum.
Türkiye, büyük bir ülkedir. Biz büyük bir halkız, güçlü bir milletiz. Gücümüzün kaynağı hiçbir şekilde tek bir kişi, merkez ya da kurum olamaz. Gücümüzün kaynağı, çalışma, dayanışma ve kucaklaşabilmemizdedir. Bu da ancak ortak akıl ve danışma-dayanışma kültürüyle olur. Referandumda oylayacağımız anayasa değişikliği bütün bu ortak değerlerimizin yerine tek kişinin aklını ve gücünü yerleştirme, geri kalanı boş verme üzerine kurulu bir “Tek adam rejimi” öngörüyor. Türkiye Büyük Millet Meclisini adı var kendi yok bir sembolik meclis haline getiren, yasama, yürütme ve yargıyı tek kişinin emri altında toplayan bu rejimde demokrasiye yer yok. Bu anayasa değişikliğinde, en temel sorunumuz olan terör, işsizlik ve geçim sıkıntısına çare olacak hiçbir çözüm ve önerisi de yok. Her 4 gemçten birinin işsiz olduğu ülkemizde bütün gücümüzü, çabamızı, enerjimizi işsizliğe çözmeye ayırmak yerine, yetki hırsıyla heba etmek doğru değil.
Önerilen rejim; Cumhurbaşkanını, hem Devlet Başkanı hemde Genel Başkanı yaparak çift başlılığı devletin tepesinden başlayıp, valilere, kaymakamlara kadar yerleştirecek bir düzen getiriyor. Başkanın partisinden olmayana devletin kapısının kanacağı bir farklı rejim kuruluyor.
Oysa bizler; huzur, güven ve mutlu bir gelecek istiyoruz. Bunun yolu daha çok demokrasi, daha özgür bir Türkiye’den geçer. Gençlik bir ülkenin hem bugünü hemde geleceğidir. Düşüncelerin özgürce ifade edilemediği, herkesin korktuğu bir ülkenin bugünü de geleceği de olamaz.
16 Nisan günü sandıkta ülkemizin geleceğini yani demokrasisini oylayacağız. “Hayır” demek için çok sebep var. “Evet” demek içinse hiçbir makul sebep yok. Sorun kimin Başkan olup olmayacağı sorunu değildir. Sorun “kaderimizi kim olursa olsun tek kişinin eline bırakacak mıyız, bırakmayacak mıyız?” sorunudur.
Biz “Hayır” diyoruz. 17 Nisan günü de bu ülkede beraber yaşayacağız. Aramıza duvarlar örmeden, birbirimizi ötekileştirmeden, öfkeyi ve kavgayı büyütmeden, huzurlu, güvenli, geleceğe umutla baktığımız bir Türkiye istiyoruz.
Gelin siz de “Hayır” deyin!
Ancak şunu da hiç unutmayın, tercihiniz ne olursa olsun sizler bu Cumhuriyet’in geleceğisiniz ve bizler sizi seviyoruz…”